24.05.2025
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, “Geçici olan halkın sabrıdır, gençlerin ülkede tutunma iradesidir, çiftçinin toprağa, esnafın dükkanına, emeklinin hayata tutunma gücüdür. Kalıcı olan ise, liyakatsiz yönetimin halkın üzerine yıktığı bu adaletsiz düzen ve sosyal çöküştür.” dedi.
CHP Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cuma günü TOBB Ekonomi Şurası’nda sarf ettiği “Son dönemlerde yaşanan geçici sıkıntıları abartmamak gerekir; bunlar geçici” ifadelerini değerlendirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Karatepe, “İktidar temsilcileri, her seferinde yeni bir ‘sabır’ takvimiyle toplumun yaşadığı ağır ekonomik krizin üzerini örtmeye, gerçeği parlatılmış anlatılarla perdelemeye çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
Genel Başkan Yardımcısı Karatepe’nin konuya ilişkin açıklaması şöyle:
KALICI BİR YOKSULLUK REJİMİ
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cuma günü TOBB Ekonomi Şurası’nda sarf ettiği “son dönemlerde yaşanan geçici sıkıntıları abartmamak gerekir; bunlar geçici” sözleri, bize çok tanıdık geliyor. Bir eski Bakan, “Mart Şubat’tan, Nisan Mart’tan, Mayıs Nisan’dan daha iyi olacak” diyordu. Erdoğan da “sonbahardan itibaren her şey düzelecek” diyordu. Bu ifadelerin üzerinden kaç Nisan ayı geçti ya da kaç sonbahar hatırlamıyoruz. Halkın yaşadığı ekonomik gerçeklikle iktidarın zihinsel kopuşunu bir kez daha duymuş olduk. Yılmaz’a hatırlatmak isteriz: Raflarda fiyatlar üçe katlanmış, asgari ücreti aşan kiralar nedeniyle milyonlar barınma krizine hapsedilmiş, sofradaki ekmek dilimlenmeden paylaşılmak zorunda kalmışsa; ortada geçici bir sıkıntı değil, kalıcı bir yoksulluk rejimi var demektir. Geçici olan market indirimi, kalıcı olan ise halkın cüzdanındaki eksidir.
BU ÇÖKÜŞÜ “ABARTI” OLARAK GÖRMEK HALKLA DALGA GEÇMEKTİR
İktidar temsilcileri, her seferinde yeni bir “sabır” takvimiyle toplumun yaşadığı ağır ekonomik krizin üzerini örtmeye, gerçeği parlatılmış anlatılarla perdelemeye çalışmaktadır. Bugün “birkaç ay içinde düzelecek” denilen manzara, geçen yıl da “geçici” olarak sunulmuştu. Oysa şimdi geldiğimiz noktada geçici olan halkın sabrıdır; geçici olan gençlerin ülkede tutunma iradesidir; geçici olan çiftçinin toprağa, esnafın dükkanına, emeklinin hayata tutunma gücüdür. Kalıcı olan ise, liyakatsiz yönetimin halkın üzerine yıktığı bu adaletsiz düzen ve sosyal çöküştür.
Bu kriz, bilinçli tercihlerle yaratılmış, gelir dağılımını bozan, emeği eriten, kamu kaynaklarını belirli sermaye gruplarına tahsis eden bir sınıf siyasetinin doğrudan ürünüdür. Herkesin gözü önünde yaşanan bu çöküşü “abartı” olarak görmek ya halktan bihaber olmaktır ya da halkla dalga geçmektir.
BU DERİN BİR SİYASAL KRİZDİR
Bugün Türkiye’de kriz konuşuluyorsa, bu ne piyasaların ne teknik tabloların krizidir. Bu, halkın sofrasından başlayıp ülkenin yönetim biçimine kadar uzanan derin bir siyasal krizdir. Bu nedenle gerçek çözüm, bu düzenin yerine adaletle örülmüş yeni bir ekonomik ve demokratik rejim kurmaktır. Bu ülkenin yönünü değiştirecek güç, önümüze gelecek ilk sandıkta kendini gösterecektir.